İÇİNDEN TREN GEÇMEYEN GAR-HAYDARPAŞA 2 Hatice Ezgi Özçelik Sergi 2-21 Nisan 2022 İFSAK GALERİ
İÇİNDEN TREN GEÇMEYEN GAR-HAYDARPAŞA 2 Hatice Ezgi Özçelik Kişisel Sergi 2-21 Nisan 2022 IFSAK GALERİ
TRİPTİKLER Hatice Ezgi Özçelik Kişisel Sergi Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali 19-28 Kasım 2021
BİR KIŞ MASALI
2010 Kış Olimpiyatlarının yapıldığı
(Vancouver, Kanada)
Whistler dağlarından fotoğraflar (Aralık 2019)















İÇİNDEN TREN GEÇMEYEN GAR-HAYDARPAŞA
Sergiden Fotoğraflar...







Kişisel Sergi
26-Ekim -1 Kasım, Barış Manço Kültür Merkezi, Kadıköy

Sergiyle ilgili olarak benimle yapılan röportaj 25 Ekim'den itibaren www.gazetekadikoy.com.tr den okunabilir.

İÇİNDEN TREN GEÇMEYEN GAR - HAYDARPAŞA

(Haydarpaşa Garı’nın -bir daha asla çekilemeyecek- fotoğraflarla son üç yılı)

Kavuşmaların ve ayrılıkların garı olarak bilinir 1908 yılında denize 1700 kazık çakılarak iki alman mimar tarafından inşa edilen ve gotik tarzıyla dikkati çeken Haydarpaşa Garı. Edebiyattaki, resim ve fotoğraftaki müstesna yerini ise 1950’lerde Anadolu’dan göçle gelenlere olan tanıklığıyla pekiştirir.  

Meşhur merdivenlerinde umuda yolculukların, taşı-toprağı altın diyenlerin, sevgilisine kavuşmak isteyenlerin, “seni yeneceğim İstanbul” repliklerinin yankılandığı ve aradığını bulamayıp hüznü, tren raylarının o ince parlaklığıyla peşinden, geldiği yere sürükleyenlerin efsanevi mekanıdır Haydarpaşa Garı.

Ama benim bu projeyi yapmaktaki amacım bunlardan hiçbiri değildi.
Ben uzun zamandır Haydarpaşa’nın görünen popüler pitoresk yüzünün değil arkasındaki bilinmeyen gerçeklerin peşindeydim. Yani Haydarpaşa’nın arka planının/hinterlandının...

Garın arka arazisini ağ gibi saran, birbiriyle kesişip ayrılan onlarca rayın tersten vuran akşam ışığında mücevher gibi parlayışının, garın tren ulaşımına kapatıldığı yıldan bu yana grafiti sanatçılarına tuval teşkil eden vagonlarının, yola çıkacak makinistlerin sağ-salim bir yolculuk için helallik alıp dua ettikleri Haydar Baba türbesinin, dekovillerin, eskimiş, çürümüş tarihi ahşap vagonların...

Ayrılıkların ve kavuşmaların mekanı olarak kalplerde tarifsiz mutluluklar ve derin hüzünler açan Haydarpaşa Garı’nın eski güzel geçmişine kavuşmasını beklerken biz, rayların arasından bir başka tarih fışkırıverdi. Binlerce yıllık geçmişe sahip antik bir liman kenti.
Ne yazık ki Haydarpaşa şu andaki durumuyla tam bir belirsizlikler Garı halini aldı.


Üç yıldır kar, kış, yağmur, sis demeden video ve fotoğraf formatında görsel veri ürettiğim ve “İçinden Tren Geçmeyen Gar-Haydarpaşa” adını verdiğim bu geniş kapsamlı çalışma, Haydarpaşa Garı’nın, mega kentin geçmişi yutan değişimine boyun eğerek gar özelliğine veda etme olasılığına karşı yapılmış bir bellek çalışmasıdır. 

Hatice Ezgi Özçelik 
'Vedalaşmanın ilmini yaptım ben,
Sürgünlerin uzmanlığını.'
Cevat Çapan

Kadıköy'de sulukarın yüzüme kamçı gibi vurduğu o kış günü hatırımda,
Yürüyorum.




Çağın Ruhu'ndaki Kullanışlı Sapmalar
18'lik muhafazakar, kısa, tombul, kullanışlı, şeytani bir gay'in yine kullanışlı yerlerde kendine yer edinmiş gay'leri basamak olarak kullanarak yükseldiği, ilginç politik bir süreçten geçiyoruz. 
Başlıbaşına "case study" olabilecek sosyo-bio-politik bir durumla karşıkarşıyayız. 
İLginç ötesi bir durum!



               İNSANLAR
           
                VE

          BAŞAKLAR

            - Alerji Nesneleri-
                 





                                                         
İÇİMDEKİ ÇOCUK
(Altta başlattığım anket sorularına devamla: Sevmediğim ikinci iki kelime)

Bazı katillikler güzeldir. Gereklidir. Ergenlik bittiği zaman içindeki o arsız, hadsiz, edepsiz çocuğu öldürmek mesela. Kişiyi "insan" yapan yoldaki ilk adımdır. Başlangıç noktasıdır.
Bunu zamanında yapmazsan o kişiliksiz yaratık seni hayatın boyunca esir alır.  Bu sürecin sonunda karşımıza çıkan şey, psikopat bir insan müsveddesidir. 
“Yolda Olmak”çıların büyük çoğunluğu bunlar arasından yeşermiştir.
Dünyamızın bunlara değil, insan olmanın sorumluluğunu taşıyabilecek olgun, sağduyulu bireylere ihtiyacı vardır.
Hatice Ezgi Özçelik


YOLDA OLMAK

Hani bazı anketler vardır; en sevdiğin.....en sevmediğin.....vs. diye sorular soran. Bana da sorsalar en sevmediğim iki kelimeyi, benim cevabım “yolda olmak” olurdu. 
Sanki çok vaktimiz varmış gibi bir de keyiflene keyiflene, yollarda ipe un sererek, vakit kaybedelim. 
Dünya batmış, ahlak çökmüş, insan insanlığını kaybetmiş; biz biraz daha keyif çatalım yollarda. 
Siz siz olun “yollardayım” diyen birini görürseniz arkasından şöyle kuvvetlice ittirin. İttirin ki, ya tökezleyip olduğu yere yığılsın ya da hızlanarak varılacak hedefe odaklansın. 
Hatice Ezgi Özçelik
Üç Noktalı Şiir
Buzlucamın ardında gizlenen varoluş
dedi ki, öndekine
-Sen bir-yıllıksın!
(...)

European Tunes 6-7  
Hatice Ezgi Özçelik-Prag-Prague
Hatice Ezgi Özçelik-Prag-Prague
European Tunes 5


Eksik Şiir
İkinci
üçüncü
yoksa sekizinci
mısradan mı başlasam?
hepsi
bir işkencehanenin dehlizinde görünen
yaprak
Dahilim-sin

Gri bulutlar arasından süzülen güneş
kumlu umutlardaki
mavilik
Sahilim-sin
..........


Sanat bir by-product'dir. Yani ikincil ürün.
Birincil ürün ise sanatçının kendisidir.
Hatice Ezgi Özçelik



Hatice Ezgi Özcelik


Hatice Ezgi Özcelik