İŞÇİ SINIFININ –GELECEKTEKİ- GEREKSİZLİĞİ
ÜZERİNE...
Çok iddialı bir cümle değil mi?
Emeğin kutsandığı bir çağın insanı olarak
yakın zamana kadar, ben de öyle düşünürdüm. Ta ki, bir fabrika ziyaretine
kadar: Münih’te bulunan, gelecekteki teknolojilerle donanmış, inanılmaz
büyüklükteki BMW fabrikasını ziyaretime kadar.
Nereden mi, geldim yukarıdaki iddialı fikre;
şunu söylemek herhalde yeterli olacaktır: Bu muhteşem teknoloji ürünü araçları
üreten fabrikanın ¾ lük bölümünde çalışan insan yoktu.
Yalnızca robotlar çalışıyordu!
Ürkütücü gövdeleri, milimetrik ve saliselik
çalışma tempolarıyla biraz korku biraz da hayranlıkla seyrettim teknolojideki
bu ilerlemeyi.
Çıktıktan sonra artık daha iyi anlıyordum,
dünyada neden otoriter ve faşist yönetimlerin yükselişe geçtiğini.
Her şey, varlık nedeni elinden alınan, varoluş
kaygısına düşmüş, ayağının altından dünyası kayan emek insanını zaptetmek içindi.
Yazıyı uzatmak mümkün. Otoriterlik ve faşizmin ötesinde insani çözüm üretecek bir takım çalışmalar yapılıyor mu? Bilmiyorum.
Bildiğim bir şey varsa o da şu: Bu bir çıkmaz,
insanlık bu şekilde var olamaz. 10-15 yıl sonrasının dünyasında oluşacak çalkantıları savrulmaları
düşünmek bile bugünün dünyasını karartmaya yetecek ciddiyette.
Çözüm: Şu an için artık teknolojiden vaz geçmek
de, geriye dönmek de mümkün görünmüyor. Temelsiz bazı çareler gündemde:
Robot çalıştıran fabrikalardan “robot vergisi”
alınıp işsiz insanlara dağıtmak gibi.
İnsana inancını kaybetmiş biri olarak bana
uyar. Uyar da... bunun sonunda yani üretmeden yaşayan insanın, felsefi açıdan
düşeceği durumu, ben, düşünmek dahi istemiyorum.
Hatice Ezgi Özçelik